BU SENE 6 DALDA OSCAR ADAYLIĞI OLAN KÖTÜ(?) NETFLİX FİLMİ: MA RAINEY'S BLACK BOTTOM ÖNERİ/İNCELEME
- Can Turbay
- 29 Mar 2021
- 3 dakikada okunur
Kuşkusuz Oscar, sinema sektörünün en prestijli ve en popüler akademi ödülü olarak kabul görüyor. Fakat; kendileri bu unvanları hakkıyla taşıyor mu, işte orası tartışılır. Özellikle son yıllarda Oscar'a ve seçimlerine eleştiriler bir hayli fazla (tek bir örnek fırlatıyorum, The Dark Knight filminin neden tek bir ödülü dahi yokken Black Panther filminin 3 Oscar'ı var). Ayrıca Oscar'ın bağımsızlığını kaybettiği ve tekelleştiği durumu da söz konusu. Tabii ki bunlar başka bir videonun konusu, biz gelelim bu filme.
MUBI'yi anlattığım videoda bahsettiğim; Netflix'in dostlar alışverişte görsün mantığıyla yılda 4-5 iyi film çıkartma politikası doğrultusunda çıktığını düşündüğüm Ma Rainey's Black Bottom, dram/müzikal türünde 90 dakikalık bir film. Filmin sinopsisinden kısaca bahsetmek gerekirse: Blues’un annesi olarak bilinen Ma Rainey, yeni bir albüm hazırlığındadır. Rainey, albüm hazırlığı için Şikago’daki bir kayıt stüdyosunda grubuyla bir araya gelir. Rainey, bu sırada menajeri ve yapımcısıyla müziğinin kontrolü konusunda bir irade savaşına girer. Buluşma süresince Ma Rainey ve grup arasında konuşulanlar, gerilimin gittikçe yükselmesine neden olur.
Bu filmin arka planında farklı bir hikaye mevcut. Ünlü oyuncu ve yönetmen Denzel Washington, yönetmen koltuğunda kendisinin oturduğu Fences(fensız) filmiyle birlikte en önemli siyahi tiyatro yazarlarından biri olan August Wilson'ın eserlerini sinemaya uyarlamaya karar vermişti. On filmden oluşması ve zamana yayılması planlanan bu anlamlı serinin ikinci ayağında yönetmen koltuğunda bu sefer Denzel değil daha çok tiyatro alanında adını duyuran yönetmen George C. Wolf oturuyor.
Mutlaktır ki bir yönetmen ve sahip olduğu teknik yetenekleri film için her şey demektir. Yani bir filmi izlettiren en önemli şeylerden biri bu. Peki bu film kendini izlettiriyor mu? Öncelikle senaryo metninin bir tiyatro metninden uyarlama olduğunu söylemem gerek. Bildiğiniz üzere tiyatroda anlatım öğeleri bellidir, mekan ve alan kavramları sınırlı kalır, daha çok oyuncuların diyalogları ve beden dilleri üzerine hikaye anlatılır. Yani hikayenin sizde iz bırakması bir nevi oyuncunun ve diyaloglarının ne kadar iyi olduğuna bağlıdır. Yönetmenimiz de tiyatro metnine sadık kalmış. Çoğunlukla kamera karaktere odaklanmış ve sabit kalmış, mekanların sayısını bir hayli az tutmuş, flashback gibi sahneler barındırmamış ve karakterler arasındaki diyaloglarla anlatmak istediğini vermeye çalışmış. Açıkçası (bu tarzda çok film seyretmediğimden midir bilmem) ben bu anlatımı beğendim. Fakat genel görüş olarak beğenilmediğini söyleyeyim. Bu bir filmden çok tiyatro oyunu gibi hissettiren, sinema açısından bakınca yetersiz gözüken bir yapım olduğunu söyleyen çok.
Peki oyunculukların anlatım gereği bu kadar ön planda olduğu filmde, performanslar nasıldı? Filmin başrollerini geçen aylarda kanserden acı bir şekilde kaybettiğimiz Chadwick Boseman ve Oscar ödüllü Viola Davis paylaşıyor. İkisi de çok ama çok iyi oynamış ve film kalitesini çok yükseltmiş. Eğer onların olmadığı bir versiyonu izleseydik muhtemelen filmin en iyi erkek ve kadın oyuncu dalında adaylığı olmayacaktı. Chadwick Boseman'a ayrı bir parantez açmak istiyorum zira onu sadece Black Panther ile bilen eski beni bu ve diğer filmleriyle utandırdı. Bu filmde canlandırdığı karakter de hikaye bakımından büyük önem taşıyor zira trompetçi Leeve karakteri daha yenilikçi, özgürlükçü ve Tanrı'ya inanmayan bir adam. Bu gibi özelliklerle diğer karakterlerden ayrılıyor. Chadwick'in de karakterle bütünleşmesi
seyir zevkini arttıran unsurlardan.
Afroamerikalıların tabiri caizse çektiği acılar ve zulümler filmde bir bütün olarak verilip anlatılmaktansa filme eklenen küçük detaylarla anlatılmış. Orkestraya çalışmaları için dar ve basık bir oda verilmesi, bu odada pencerenin olmaması ,hava alan tek kısmın kapısının da kitlenmesi ve iki siyahinin kola almak için bakkala geldiğinde içeride birden fazla beyaz olmasından dolayı bakkala girememeleri gibi birden fazla örnek mevcut. Bu arada, Ma Rainey başarılı olduğundan dolayı gayet de beyazlara söz geçiriyor demek ki çalışıp başarılı olan bir siyahi hayat standartlarını yükseltebilir gibi bir algı oluşabilir filmi izledikten sonra fakat bana göre bu doğru değil ve bu algıyı kırmak için filmin bir sahnesinde Ma Rainey için şehrin kuzey tarafında taksiye bile binemez deniyor. Yani kendisinin onca başarı ve tanınırlığına rağmen ancak şehrin bir yakasında herkes gibi eşit haklara sahip.
Bu filmin tamamıyla, müzikal veya sanatçının hayatının anlatıldığı biyografik bir türde hatta tam olarak Afro Amerikalıların yaşadığı zorlukları anlattığı bir tarih türünde olamadığını söyleyeyim. Bu yüzden de filmin diyaloglarıyla da birlikte tekrara düştüğü anlar oluyor. İzleyen herkes sevmeyebilir fakat ben filmi yine de öneriyorum. Video bu kadardı, beni izlediğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim, hoşça kalın
Comments